tarafından rüstem yüksel C.tesi 06 Eyl. 2008, 10:28
MOTOR
Dünyanın ünlü kalp doktoru De Bakey'in arabası bozulmuş, arabasını tamire götürmüş. Tamirci arabasının kaputunu açmış ve De Bakey'e dönerek:
- "Size bir şey soracağım neredeyse ben ve siz aynı işleri yapıyoruz. Mesela ben şimdi itina ile kaputu açacağım bir bakışta problemin nerde olduğunu anlayacağım, kapakçıkları temizleyeceğim, gerekirse kabloları, motor yağını değiştireceğim, hatta çok gerekli ise motoru çıkarıp yerine yenisini takacağım!!. Söylesenize nasıl oluyor da siz milyon dolarlar kazanıyorsunuz ama ben meteliğe kurşun atıyorum?"
Bunun üzerine De Bakey tamircinin kulağına eğilmiş ve şöyle demiş:
- "BUNLARIN HEPSİNİ MOTOR ÇALIŞIYORKEN YAPMAYI DENESENİZE!!!"
SUÇLU
Bir suçlu yurt çapında aranıyormuş. Bütün emniyet müdürlüklerine suçlunun bir adet cepheden ve iki adet profilden resmi dağıtılmış. İki gün sonra Trabzon Emniyet Müdürlüğü'nden bir fax gelmiş:
- Suçlulardan ikisini yakaladık. Üçüncüsünün yakalanması an meselesi
İKİ KERE İKİ
Lazın oğlu yüzünde üzgün bir ifade ile okuldan gelmiş. Babası durumu görünce sormuş:
- Ne oldu ?
- Matematik dersinden zayıf aldım.
- Niye ?
- Öğretmen 2 kere 2 kaç eder dedi, ben de 6 dedim.
- E oğlum, 2 kere 2 dört eder, hadi bilemedin beş eder. 6 nerden çıktı?
ÇIĞLIK
Yolcular uçağın hemen yanı başında, bavullarını gösteriyorlar. Uçak şirketinin minibüsü yanaşmış, içinden kaptan pilot ile yardımcısı inmiş. Kaptan pilotun elinde bir beyaz baston, kolunda üç noktalı bant... Yardımcı pilot desen, elinde bir tasma, tasmanın ucunda bir köpek...
Pilotlar sağa sola çarpa çarpa uçağa binerken yolcularda şafak atmış atmasına da kimse birbirine bir şey sezdiremiyor. İçlerinde "Yok canım, o kadar da olmaz" diyenler çoğunlukta.
Kapılar kapanmış, uçak pistte yol almaya başlamış. Uçak hızlanmış, pistin sonu yaklaşmış. Yolcular panikte. Beton pistin bitip çimlerin başladığını gören yolcular, dayanamamış basmışlar çığlığı. Tam o anda kaptan pilot da önündeki levyeyi sonuna kadar çekmiş.
Uçak tekerleklerini yerden kesip havalanınca, kaptan pilot derin bir soluk alıp yardımcısına dönmüş: "Biliyor musun? Bir gün çığlık atmakta gecikecekler ve hep birlikte geberip gideceğiz!"
EŞEK HERİF
Kamil Paşa Aydın Valisi'yken Şair Eşref'i makamına çağırmış...
Şair zamanında geldiği halde demişler ki:
-Vali Paşa toplantıya girdi. Bekleyeceksin!..
Eşref beklerken toplantıya kulak misafiri olmuş; bir dosya üzerinde konuşulurken Kamil Paşa'nın, hazır bulunanları şöyle uyardığını işitmiş:
-Konuyu bu kadar incelemeye gerek yok!.. Millet eşektir, anlamaz...
Eşref hemen bir kağıda şu dörtlüğü yazmış:
"Ehli mansıptan birisi millete eşek dese
Reddolunmaz sözü ama eşşekoğlu can sıkar
Millete eşek diyen eşek herif bilmez mi ki
Sadrazamlar da valiler de milletten çıkar."
Şair yazdığı kağıdı Kamil Paşa'ya verilmek üzere odacıya bırakıp gitmiş...
TAM DOLDURMALISIN
Temel Çiçek Pasajı'nda birasını içtikten sonra meyhane sahibine sorar:
-Bir cünde kaç fıçı bira satayisun?..
-Aşağı yukarı üç fıçı...
-Dört fıçı satmak istemez misun?..
-Elbette isterim...
-Öyleyse pardakları tam doldurmalisun...
AÇ GEZERKEN
Bektaşiyi ramazanda öğle vakti yemek yerken yakalayıp sıkıştırmışlar:
-Neden oruç yiyorsun?..
Bektaşi:
-Ulan, demiş, aç gezerken kimse bir şey sormuyor; bugün yiyecek bir şey buldum, hepiniz üstüme geliyorsunuz!..
SANA NE
Bektaşi ramazanda öğle vakti alenen yemeğini yiyormuş...
Sofu bozulmuş:
-Ulan, demiş, ramazanın geldiğini bilmiyor musun?..
Bektaşi:
-Ramazandan bana ne!..
-Baba, sen Müslüman değil misin?..
Bu kez Baba Erenler bozulmuş:
-Sana ne!..
SPERM TESTİ
Bir gün 75 yaşında bir ihtiyar sperm testi yaptırmak için doktora gider. Doktor adama bir kavanoz verir ve:
- "Bunu doldurup yarın bana getirin" der...
Ertesi gün ihtiyar kavanozu getirip doktora verir. Doktor kavanoza bakar ve boş olduğunu görür ve sebebini sorar. İhtiyar anlatmaya başlar:
- "Doktor bey, dün gece sağ elimle denedim olmadı, sol elimle denedim gene olmadı. Karımı çağırdım, o da sağ ve sol elleriyle denedi, ağzıyla denedi önce dişini çıkararak sonra dişini takarak denedi gene olmadı. Baktık olacak gibi değil komşunun karısını çağırdık o da iki elini ve ağzını denedi gene olmadı, deyince doktor kendini tutamamış:
- "Ne yaptınız, komşunun karısını da mı çağırdınız" diye sormuş.
İhtiyar yanıtlamış:
- "Napalım, açamadık şu lanet kavanozu bir türlü."
İSTİKAMET
Temel trene binmiş, Kontrol gelmiş, biletinin İstanbul'a olduğunu, trenin Ankara'ya gittiğini söylemiş. Temel kendinden emin:
- Peçi maçinist yanlış istikamete cittiğini piliy mi?
ÜÇ DİL
Temel ile Dursun Sultanahmet'te gezinirken bir turist gelip kendilerine bir adres sorar. Turist İngilizce, Almanca ve Fransızca sorar fakat bizim lazlar anlamaz...
- Ula dursun bir yabancı dil öğrenemedik gitti
- Ula neye yarayacak ki bak adam üç dil biliyor yine derdini anlatamıyo...
YARATICI AVUKAT
Avukat hırsızlıkla suçlanan müvekkilini yaratıcı bir savunma ile hapisten kurtarmak istemektedir. Avukat Yargıca hitaben;
- "Müvekkilim, arabanın camından içeri sadece kolunu sokup çantayı almıştır. Müvekkilimin kolu, müvekkilimin bizzat kendisi değildir. Sadece bir kol tarafından işlenen bir suç için niye bütün bir kişiyi cezalandırıyorsunuz." der...
Yargıç, gülümseyerek;
- "Peki o zaman aynı mantıkla gidiyorum ve müvekkilinizin kolunu 1 yıl hapse mahkûm ediyorum. Müvekkiliniz isterse ona eşlik edebilir." der...
Müvekkil gülümser. Avukatın yardımıyla müvekkilin takma kolunu çıkartırlar ve dönüp giderler...
BİR CİNAYET DAVASI
Mahkemede bir cinayet davası görülüyordu. Adamın katil olduğu hemen hemen kesindi, bunu gören davalı avukatının aklına bir şeytanlık geldi.
"Bayanlar baylar... hepinize bir sürprizim var" diyerek saatine baktı...
"Tam bir dakika sonra, müvekkilim tarafından öldürüldüğü iddia edilen kişi bu mahkeme salonundan içeri girecek..."
Bunun üzerine hakim, seyirciler, bütün kafalar mahkeme salonunun kapısına döndü... 1 dakika geçti... Hiç bir şey olmadı... Bunun ardından avukat:
"Bakin..." dedi.." Ortaya bu iddiayı attım ve hepiniz heyecan içinde kapıya bakıp 1 dakika boyunca beklediniz. Bu gösteriyor ki gerçekten ortada bir ölü olduğuna ve dolayısıyla müvekkilimin katil olduğuna sizler tamamıyla inanmış değilsiniz..."
Bu sözün ardından hakim kararını açıkladı ve adamı suçlu buldu...
Avukat şok içinde:
"Ama nasıl olur? Az önceki gösteriden hepiniz etkilendiniz... Hepinizin
kapıya baktığını gördüm!"
Hakim:
"Evet doğru... hepimiz baktık" dedi... "Ama müvekkiliniz bakmamıştı!"
TÖREN
Adamın biri yine Karadeniz'i gezerken bakmış bir tepenin üzerinde Lazlar dans ediyor ve ara sıra aralarından birini tepeden aşağı atıyorlar. Adam korka korka Lazların yanına yaklaşıp sorar :
- Pardon ama ne yapıyorsunuz ?
- Kör müsün daa, Temel atma töreni yapıyoruz.
PİYANİST
Piyanist büyük konser için Viyana'dadır. Çok güzel bir konser sonrası soyunma odasına giderken yolda bir adam çiçeklerle yanına gelir ve :
- Bravo hemşerim Karadeniz seninle gurur duyuyor.
Piyanist bunun üzerine çok şaşırır ve sorar :
- Sen nereden bildim benim Karadenizli olduğumu ?
- Valla genelde piyanonun başına oturan piyanist, taburesini piyanoya doğru çeker. Sen piyanoyu kendine doğru çekince anladım.
İŞ İLANI
Laz gazetedeki iş ilanı üzerine gelmiş ve sırası gelince görüşmeye girmiş. İş ilanında üniversite mezunu, iyi Fransızca konuşan, pazarlama konusunda tecrübeli bir yönetici arandığı yazıyormuş.
- Hoş geldiniz, hemen başlayalım. Hangi üniversite mezunusunuz?
- Üniversite mezunu değilim.
- Öyle mi? O zaman yabancı dilinize güveniyor olmalısınız.
- Yabancı dil bilmem.
- Demek bilmiyorsunuz. O zaman tecrübenize güvenerek geldiniz.
- Pazarlama konusundan anlamam.
- O zaman niye geldiniz canım kardeşim ?
- Bu işte bana güvenmeyin. Onu demeye geldim.
ANNECİĞİM EVLENİYORUM
Genç adam heyecanla eve gelmiş annesinin yanına giderek;
"Anneciğim, evlenmeye karar verdim ve hayalimdeki kadını buldum. Ancak senin de aynı fikirde olup olmayacağını merak ediyorum. Eğlence olsun diye yarın sana üç tane hanım arkadaşımı getireceğim. Bakalım hangisi ile evleneceğimi bulabilecek misin?"
Anne merakla kabul etmiş, getir bakalım, demiş.
Ertesi gün, genç adam yanında üç tane güzel hanımla eve gelmiş. Hep beraber oturmuşlar, sohbet etmeye başlamışlar.
Bu arada anne çay, pasta servisi yaparken, sorular soruyormuş.
Akşam olunca hanımlar izin isteyip, kalkmışlar.
Genç, annesine dönerek; "Tahmin et bakalım. Hangisiyle evleneceğim?"
Anne, büyük bir kararlılıkla; "Kızıl saçlı olanla evleneceksin"
Genç çok şaşırmış; "Nasıl olur, nasıl tahmin ettin? Tam isabet"
"İçlerinden bir tek onu sevmedim"
BİLETİ OLAN VAR MI?
Mecidiye köy - Avcılar otobüsüne ara duraklarda yaşlı bir teyze bindi. Yaşlı teyze:
-Evladım biletim yok bir sonraki durakta inip bilet alabilir miyim.
Şoför:
-Tamam ama önce içeriye bir sorun.
Teyze arkasını döner ve arkaya doğru yüksek sesle:
-Pardon acaba bundan sonraki durakta inip bilet alabilir miyim?
MAÇ VAR KALECİ KİM?
İki yaşlı dost 70'li yaşlarına gelmiş iki adam, bir ömür boyu birbirlerinin en iyi dostu olmuşlardı.
Derken bir gün bir tanesi ağır hasta oldu. Ölüm döşeğindeyken yanında yine en iyi dostu vardı ve ona fısıldadı.
"Bana bir iyilik yap olur mu.Cennete gittikten sonra orda futbol oynanıyorsa lütfen bir şekilde bana haber ver."
Öteki "Tamam."dedi."Bütün hayatım boyunca en iyi dostum sendin, bunu senin için yapacağım."
Ve birkaç dakika sonra da adam öldü.
Bir hafta sonra adam uyurken birden arkadaşının sesini duydu "Dostum..... sana bir iyi bir de kötü haberim var."
Öteki hemen sordu.
"İyi haber nedir?"
"Cennette futbol oynanıyor."
"BU HARİKA! Peki kötü haber nedir?"
"Yarınki maçta kalede sen varsın."
NOŞUT
Temel Afrika'ya safariye gitmiş. İlk günün sonunda gece otelin lobisinde avcılar konuşuyormuş. İngiliz ben bugün 1 gergedan vurdum demiş. Fransız ben de 1 aslan vurdum demiş. Temel de ben de 1 noşut vurdum demiş. İngiliz'le Fransız anlamamış ama cehaletleri belli olmasın diye de sormamışlar. Ertesi gün yine ava gidilmiş gece yine toplanmışlar. İngiliz ben 2 kaplan vurdum demiş. Fransız ben de 1 fil vurdum demiş. Temel ben 4 noşut vurdum demiş.
İngiliz dayanamamış sormuş:
- "Kusura bakma ama noşut nasıl bir şeydir? Bunca yıllık avcıyım hiç duymadım."
Temel de "Ben de ilk defa burada gördüm. Kara kara bir şeyler insana benziyorlar. ellerini kaldırıp "noşut noşut!" diye bağırıyorlar demiş.
Çarş. 13 Ocak 2010, 13:46 tarafından merve
» ...TAHTA PERDEDEKİ ÇİVİ...
C.tesi 17 Ekim 2009, 11:29 tarafından Misafir
» ...ÖNYARGILAR....
C.tesi 17 Ekim 2009, 11:07 tarafından Misafir
» ...HIRSIN HAYATLA ÖDENEN BEDELİ ....
C.tesi 17 Ekim 2009, 10:07 tarafından Misafir
» ...HAYATLA RÖPORTAJ...
C.tesi 17 Ekim 2009, 09:48 tarafından Misafir
» İ.E.T.T MACERALARII
Çarş. 14 Ekim 2009, 08:44 tarafından Misafir
» BABAMA
Çarş. 14 Ekim 2009, 08:22 tarafından Misafir
» ...Her şey Sende Gizli....
Ptsi 12 Ekim 2009, 01:51 tarafından Misafir
» ....Hayatın Anlamı.....
Ptsi 12 Ekim 2009, 01:43 tarafından Misafir